Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz üzere alacaklı alacağına kavuşmak için öncelikle borçluya ödeme emri gönderir. Ödeme emrine itiraz edilmemesi ya da itiraz edilip akabindeki hukuki süreçlerde itirazın reddedilmesi halinde ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrinin kesinleşmesi ile birlikte alacaklı borçlunun taşınır, taşınmaz mallarını veya üçüncü kişilerde bulunan alacaklarını haczedebilir. Alacaklının borçlunun mallarını haczetmesi sırasında borçlu veya üçüncü kişi tarafından söz konusu mallar üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddiasında bulunulması durumunda ise istihkak iddiası ve istihkak davası gündeme gelir.
Alacaklı tarafından borçlunun mallarının haczedilmesi durumunda borçlu veya üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunabilir. Borçlu veya üçüncü kişi tarafından yapılan istihkak iddiası bazı durumlarda gerçek iken bazı durumlarda sırf malın haczedilmesini önlemeye yönelik olabilir. Haciz işlemi sırasında borçlu veya üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulması halinde malın kimin elinde olduğuna bakılarak farklı durum ve farklı hukuki sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Malın Borçlunun Elinde Veya Borçlu ile Birlikte Üçüncü Kişinin Elinde Olması Hali
İlk durum haczedilen malın borçlunun elinde veya borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde olması halidir. Bu noktada İcra İflas Kanunu 97/a maddesi bir karine öngörmüş durumdadır. İlgili maddeye göre “Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.” Tekrardan belirtmek gerekir ki borçlu mal kendi elinde olmasına rağmen söz konusu mal üzerinde başkasının mülkiyet veya rehin hakkı bulunduğunu iddia edebilir. İkinci olarak da borçlu ve üçüncü kişi malı birlikte olarak elinde bulunduruyordur ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulabilir. Ancak son bahsedilen durumda kanundaki karineden dolayı istihkak iddiasında bulunulan mal borçluya ait kabul edilecektir.
Hacze gidildi ve mal haczedilirken söz konusu mal üzerinde istihkak iddiasında bulunulursa icra dairesi istihkak iddiasını alacaklıya bildirir. Alacaklı istihkak iddiasını öğrenmesinden itibaren 3 gün içerisinde istihkak iddiasına itiraz edebilir. 3 günlük süre içerisinde alacaklı istihkak iddiasına itiraz etmez ise haciz düşer. Eğer alacaklı 3 günlük süre içerisinde istihkak iddiasına itiraz ederse bu durumda icra dairesi dosyayı icra mahkemesine göndermek zorundadır. Bu noktada belirtelim ki 3 günlük süre hak düşürücü süre olup söz konusu sürenin kaçırılması halinde alacaklı hakkını kaybeder. Alacaklının 3 günlük süre içerisinde itiraz etmesinin akabinde dosya icra mahkemesine gönderilir bu noktada icra mahkemesi sadece icranın devamına veya durdurulmasına karar verir. İcra mahkemesi eğer icranın durdurulmasına karar verecek ise borçludan teminat alır. Burada icra mahkemesi istihkak iddiasına ilişkin inceleme yapmaz sadece takibin devamına veya durmasına karar verir.
Takibin devamına veya durmasına ilişkin icra mahkemesi kararının taraflara tebliğ/tefhim edilmesinden sonra üçüncü kişi 7 gün içerisinde icra mahkemesinde mülkiyet veya rehin hakkı iddiasına dayanarak istihkak davası açabilir. Söz konusu 7 günlük sürenin kaçırılması halinde üçüncü kişinin yapacağı herhangi bir şey yoktur. Tekrardan belirtmek gerekir ki kararın tebliğ/tefhim tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde dava açacak olan kişi mülkiyet veya rehin hakkı iddiasında bulunan üçüncü kişidir. Üçüncü kişi süreyi kaçırır veya dava açmaz ise istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır ve haciz işlemlerine devam olunarak hacizli malın satışı yapılabilir. Ancak üçüncü kişi dava açarsa davanın sonuna kadar malın satışı yapılamaz. Davanın sonucuna göre üçüncü kişi haklı çıkarsa hacizli mal üzerindeki haciz kalkar, üçüncü kişi haksız çıkar ise haciz işlemlerine devam edilir.
Malın Üçüncü Kişinin Elinde Olması
Haczedilen malın üçüncü kişi elinde olması halinde ise hukuki süreç daha farklı şekilde işleyecektir. Alacaklı tarafından borçlunun malının haczedilmesi durumunda haczedilen mal üçüncü kişinin elinde ise üçüncü kişi doğrudan mülkiyet veya rehin hakkı iddiasında bulunabilir. Üçüncü kişinin istihkak iddiası neticesinde yukarıda bahsedilen durumun aksine icra müdürlüğü alacaklıya 3 günlük süre vermez. İstihkak iddiası neticesinde icra müdürlüğü alacaklıya doğrudan 7 günlük süre verir ve bu 7 günlük sürede alacaklının istihkak davası açması gerekir. Bu noktada tekrardan belirtilmesi gereken iki husus mevcuttur. İlki istihkak iddiası neticesinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya 3 günlük itiraz süresi verilmez. 3 günlük itiraz süresi verilmediği için de icra takibinin devam edip etmemesi hususunda karar verilmesi için dosya icra mahkemesine gönderilmez. Üçüncü kişinin istihkak iddiası ile takip kendiliğinden durur. İkinci nokta ise şudur; malın üçüncü kişinin elinde olması halinde istihkak davası açacak olan kişi alacaklıdır.
Malı elinde bulunduran üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmasının akabinde alacaklı tarafından 7 gün içerisinde dava açılır. Alacaklı tarafından açılan istihkak davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde haciz işlemlerine devam edilir ve malın satışı yaptırılabilir. Eğer alacaklı açtığı istihkak davasında haksız çıkarsa malın üzerindeki haciz kalkar.
Malın borçlunun elinde veya üçüncü kişinin elinde bulunması haline göre davayı açacak kişiler değişmektedir. Ancak her iki durumda da istihkak davası icra mahkemesinde açılır.
Yazımızın tamamında da belirttiğimiz üzere istihkak davası sürecinde farklı süreler ve hukuki durumlar bulunmakta olup söz konusu sürelerin kaçırılması halinde tarafların hak kaybına uğrayacağı açıktır. Bu sebeple icra hukuku bakımında istihkak davası sürecinin ortaya çıkma ihtimaline binaen mutlaka alanında uzman bir icra hukuku avukatına danışılmalıdır.