Hakaret suçu TCK’nın 125-131 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TCK’ya göre hakaret suçu bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da bir kimseye sövmek suretiyle onun onur, şeref ve saygınlığına saldırarak işlenebilir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere hakaret suçu iki şekilde işlenebilmektedir. Bunlardan ilki somut bir fiil veya olgu isnat ederek kişinin saygınlığını, onur ve şerefini rencide etmektir. İkincisi de sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır.
Kanun metninde açık açık hangi fiillerin, sözlerin ve davranışların hakaret suçuna vücut vereceğinin sayılmasına imkân yoktur. Bu sebeple her somut olay kendi içerisinde değerlendirilmeli ve ona göre sonuca ulaşılmalıdır. Ancak bir kişiye yönelik olarak sinkaflı kelimeler kullanıldığında ya da aptal, gerizekalı vb şeklinde sözler söylendiğinde hakaret suçunun gerçekleşeceği açıktır. Yine kişinin bir fiziksel eksiliğine vurgu yapılması da hakaret suçuna vücut verecektir. Uygulamada en çok tartışılan konulardan biri de birine yönelik olarak “hırsız”, “kadın satıcısı”, “dolandırıcı” gibi ifadelerin kullanılmasıdır. Bu tip durumlarda eğer olgu ispatlanabiliyorsa bu sözcüğü söyleyen kimse hakaret suçunu işlemiş olmaz. Ancak bir kimsenin daha önce başka bir suçtan dolayı hüküm giymesi ve bu durumun dile getirilerek o kişiye söz söylenmesi durumunda ise hakaret suçu ortaya çıkacaktır. Örnek vermek gerekirse daha önceden hırsızlık veya dolandırıcılık yapmış bir kimseye yönelik olarak “Hırsız naber?”, “Dolandırıcı nasılsın?” gibi sözler söylemek hakaret suçuna vücut verecektir.
Hakaret suçu ile ilgili olarak ayrıca bahsedilmesi gereken bir husus da suçun faile karşı doğrudan işlenebileceği gibi failin yokluğunda da işlenebilmesidir. İlk durum açık olup failin bulunduğu ortamda ya da failin yüzüne doğru hakaretamiz kelimelerin söylenmesidir. İkinci durum ise failin bulunmadığı bir ortamda fail aleyhine ifadelerin kullanılmasıdır. Ancak söz konusu durumda hakaret suçunun meydana gelebilmesi için hakaret içeren ifadelerin 3 kişi tarafından daha duyulması gerekmektedir. Eğer 3’ten az kişi ile ihtilat söz konusu ise hakaret suçu meydana gelmeyecektir.
Basit hakaret suçu TCK 125/1 de tanımlanmış olup cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
Bu noktada TCK 125/2 maddesine ayrıca bakmak gerekmektedir. Söz konusu madde ile mektup, e-posta, whatsapp, sosyal medya(Twitter, Facebook, Instagram vb), SMS üzerinden işlenen hakaret suçundan bahsedilmiştir. Söz konusu hakaret suçu için gerçekleşmesi gereken unsurlar yukarıda belirtilenler olup tek fark araç olarak bir iletinin kullanılmasıdır. Hakaret fiilinin; mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde ise verilecek ceza yine üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
Hakaret suçunun nitelikli hali ise şu şekildedir:
“Hakaret suçunun;
- a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
- c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.”
Hakaret suçu eğer kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işleniyorsa nitelikli hakaret suçu meydana gelmiş olur. Buradaki önemli nokta hakaret suçunun mağdurunun kamu görevlisi olması değil kamu görevlisine kamu görevi nedeni ile hakaret edilmesidir. Yani bir kamu görevlisine görevinden dolayı değil de başka bir nedenden dolayı hakaret edilirse TCK 125/3 uygulama alanı bulmayacaktır.
Hakaret suçunun ağırlaştırıcı şekli ise suçunun alenen işlenmesidir. Alenen işlenmesinden maksat fiilin kamuya açık bir yerde gerçekleştirilmesidir.
Hakaret suçuna ilişkin olarak değinilmesi gereken bir diğer madde ise TCK 126’dır. Bütün suçlar bakımından mağdurun tespiti, suçu işleyen failin cezalandırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Hakaret suçunun mağduru açık bir şekilde belli ise sorun yoktur. Ancak hakaret suçuna ilişkin bazı durumlarda mağdur açıkça belli olmasa da isnat üstü kapalı şekilde yapılmış olabilir. İsnadın üstü kapalı şekilde yapıldığı durumlarda eğer isnadın mağdurun şahsına yönelik olarak yapıldığı çok açık ise hakaret suçu gerçekleşmiş olur.
“Mağdurun belirlenmesi
Madde 126- (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.”
Eğer hakaret suçu haksız bir fiile tepki olarak işlenmiş ise faile verilecek ceza indirilebilir veya ceza verilmez. Eğer bahsi geçen haksız fiil yaralama ise kişiye ceza verilmez.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Hakaret suçunun şikâyeti takibe bağlı olup mağdur faili ve hakareti öğrendikten sonra 6 ay içerisinde suç duyurusunda bulunmalıdır. Bu durumun istisnası ise TCK 131/1’dir söz konusu maddeye göre kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu şikâyete tabi değildir.
Hakaret suçunun mağduru veya faili olmanız durumunda mutlaka alanında uzman ceza avukatı ile çalışmanız gerekmektedir.